Cumartesi, Eylül 28

sevmek; onca zaman sonra karşılaştığında "yokluğumda ne kadar öldün" diyebilmektir.

Cuma, Eylül 27

aynaya baktı. uyumadığı zamanlarda en sık yaptığı şey buydu; aynaya bakmak. saçlarının boyunu ölçtü. bu sabahla aynı. hatta dünle aynı dedi. "beklediğim tek şey saçlarımın uzaması ve uzamıyorlar ve ben bekliyorum." tek beklediği saçlarıydı. uzun süre kalmadı aynanın karşısında. yanan sigarasını sonuna kadar içmek için odaya döndü. sigarayı söndürürken aynaya bakmayı yasakladı kendine. saçlarım uzayana kadar aynaya bakmayacağım dedi. ve saçlarımın uzamasını beklemeyeceğim, aynaya bakmayacağım ve beklemeyeceğim.

-en acımasız ve en haklı yasaklar insanın kendine koyduklarıdır. ve en kolay ve en çabuk ihlal edilen de yine bu yasaklardır.

daha önceki hayatımda bir kitap yazdım ve şimdi o kitabı yaşıyorum diye düşündü. bu kadar keder ve hüzün olmamalıydı o kitapta... yazarken bunu düşünememişti.
şimdi ben size pencere önünde saçlarının uzamasını bekleyen kızın hikayesini anlatabilirim ya da yaşamın önünde ömrünün kısalmasını bekleyen bir kızın. halbuki ne gerek var! en iyisi hikayelerin ana fikrini yazıp uzaklaşmak:

"çaresiz ve müdahalesiz bekleyişler can yakar."