Çarşamba, Ağustos 21

kapının önündeki ayakkabıları kucağıma alıp salona koştum. kollarımı açtım ve ayakkabıları yere bıraktım. 20 çift ayakkabı. patır patır döküldüler. ters dönenleri düzelttim, çiftleri eşleştirdim. ne de olsa ince bir insandım. ve sonra "gidiyorsunuz!" diye bağırdım. o ana kadar yokmuşum gibi davranan 20 çift göz bana doğruldu, bir tabanca gibi. bir an titrediğimi hissettim. hatta utandım gibi geldi. istifimi bozmadan tekrarladım. "gidiyorsunuz!" koşarak çıktım salondan ve kapıyı açtım. ellerinde pabuçlarıyla sıraya dizilmiş 20 kafa önümden geçtiler ve yine sırayla merdivenlerden inmeye başladılar. rahatlamıştım.


              - aklıma bir kedi düştü. ona her seslendiğimde heyecanlanan ve koşarak yanıma gelen bir kedi. kediler özlenmez. unut gitsin.


yatak odasına geçtim. tırnak makasını aldım sonra mutfağa gidip bir bıçak aldım. artık sadece bana ait olan salona dönebilirdim. önüme bir gazete açtım. sol ayak başparmağımın tırnağını kesebildiğim kadar kestim. sonra bıçağı alıp etle tırnağın arasında gezdirmeye başladım. biraz acı diyordum içimden tekrarlayarak; biraz acı, ihtiyacım olan. kanamaması sinirimi bozmuştu. yaklaşık 10 dakikadır sigara içmediğimi fark etmiştim. sigarayı yakmamla birlikte tırnağımın altından kan süzülmeye başladı.


              - hep aynı kelimeler. "kan süzülmeye başladı." vıdı vıdı! bunun yerine şöyle desem mesela: çekyatın örtüsü kıçımın altında toplanmaya başlamıştı. bence ikisi de aynı şey.


tırnakla eti tamamen ayırdıktan sonra ufak bir el hareketiyle tırnağı yerinden kaldırıp gazetenin üzerine bıraktım. artık hiçbir şey yapmadan oturmaya başlayabilirdim. bu ev benim değildi ve ortalığı toparlamam gerekiyordu. biraz dağınıklıktan fazlasını kaldıramayan evler her zaman sıkıcı olmuştur, boş bile olsalar.


              - havalar çok sıcakmış. tenimin kokusunu seviyorum ben, terlemeyi de. sıcak olsun.


insan aşındırıcısı diye bir şey olsa mesela ama ömür törpüsü gibi değil. elimize alsak sıkıldığımız yerlere sürtsek ve bitirsek. yavaş yavaş ve eksilerek ve istediğimiz şekillere girerek ve istediğimiz zamanda ölsek mesela. ben mesela ölmeden önce kendimi buluta benzetmeyi isterdim.


               - tırnağım yani parmağım acımaya başladı. adrenalin de buraya kadarmış demek. şimdi bir sigara sarmalı ama dolusundan sonra da uyumalı kusarak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder