bir kadına verilecek en büyük ceza, onun sevmesine izin vermemek sanırım.
eğer sen, seni sevmeme izin verseydin...
hayır, "seni çok mutlu ederdim" diyecek kadar salak değilim.
seni sevmeme izin verseydin;
şu an uyuyor olurdum; senin yanında değil belki, hatta belki huzurlu da olmazdım. ağlayarak sızardım belki kim bilir. ama neden ağladığımı bilirdim. ve sadece ağlamak olurdu; öfke ve isyan değil. neden izin vermiyorsun diye sayıklamak da olmazdı.
seni sevmeme izin verseydin;
sevmeyi bilirdim. sevmek nedir dediklerinde ya da insanlar aşktan konuştuklarında, aptal aptal suratlarına bakmazdım. aşkı tarif eder gibi, kimseye belli etmeden, seni tarif ederdim.
seni sevmeme izin verseydin;
ya da herhangi biri, onu sevmeme izin verseydi, bu kadar kızgın olmazdım yaşama ve yaşamın içindeki her şeye. kendim dışındaki herkese siz deyip, bu kadar dışınızda görmezdim kendimi.
seni sevmeme izin verseydin;
ve bir kadının sevmesine izin verseydiniz; (bakın yine siz-biz olduk)
erkeklere bu kadar nasihat etmezdim. "bir kadını seviyorsanız, ondan vazgeçmeyin" demezdim.
seni sevmeme izin verseydin;
sevmesine izin verilmeyen bir kadının nasıl da bir köşede kaldığını en iyi ben bilmezdim.
seni sevmeme izin verseydin;
sevmek nimet olmazdı benim için ve hayatımdaki bütün erkeklerden dayak yemezdim.
seni sevmeme izin verseydin;
"tutunacak dalım olma, olursan kırılır elimde kalırsın" dediklerime tutunmaya çalışmazdım.
seni sevmeme izin verseydin;
vazgeçilemeyen ama tercih de edilmeyen olmazdım. kolayca vazgeçilebilirdi belki benden ama yine tercih edilen olurdum.
benim sevmeme izin verseydiniz;
ben dünyanın en mutlu kadını olmazdım. ama bu kadar da düşünmezdim.
seni sevmeme izin verseydin;
bu kadar güzel bir kadın olmazdım. senin için bu şehirde geriye kalan tek şey de ben olmazdım.
seni sevmeme izin verseydin;
sıradan ve biraz da mutlu olurdum.
sen yine de seni sevmeme izin verme...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder